3 Haziran 2008 Salı

Can Yucel

En yakası açılmadık küfürlerden en acılı ağıtlara; en afili sokak ağızlarından en yoğun sevda ve sevgi şiirlerine; cin gibi zeka pırıltılarından en yalın, en sade söyleyişlere kadar her şeye yer verir siirinde. Can yucel bahsettigim unlu sair bir cok kimse taniyacaktir bu tanimla onu zaten. Zamanin meshur milli egitim bakani Hasan Ali Yucel'in ogludur. Klasik floloji okumus ve aykiri dizeleri gibi aykiri bir hayat yasamistir. Datca'da yasamis ve orda hayata gozlerini yummustur. Bir kac siirinden ornekler yazmak istedim.. sanki beni anlatir gibi olanlarindan ozellikle...


Buluşmak Üzere
Diyelim yağmura tutuldun bir gün
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
öbür yanda güneş kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yağmuru
Pırıl pırıl düşüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
Dar attın kendini karşı evin sundurmasına
İşte o evin kapısında bulacaksın beni

.............

Değişik
başka türlü bir şey benim istediğim:
ne ağaca benzer, ne de buluta.
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
...

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

ve devam eder .......





Hiç yorum yok: