10 Haziran 2008 Salı

Gunebakan

Bir yolun kenarinda bir aycicegi varmis bir zamanlar. O aycicegi bir yolcudan gunesin guzelligini duymus. Oyle ovuyormus yolcu gunesi ki, isik sactigindan bitkileri buyuttugunden, insanlari ve dunyayi amansiz kis soguklarindan korudugundan , geceyi ve gunduzu belirlediginden , hayati duzene soktugundan ballandira ballandira anlatiyormus yanindakine. Ama aycicegi de dinliyormus belli etmeden. Yolcu uzaklasinca dusunmus, nerde olabilir ki bu gunes ?

Ne kadar da iyi, ne kadar da yuce birsey bu gunes demis ve dusundukce buyutmus icinde ve ona asik olmaya baslamis. Icinde gunesi bir kez dahi olsa gormek istegi oyle buyumus ki, gunes der baska birsey demez olmus. Ama onu hic gorememis etrafinda. Gunler gecmis boylece ve o gunesi beklemis durmus o yorelerden gecsin diye.

Bekledigi, aradigi, ugruna hayaller gordugu gunesin, aslinda her gun onu gordugunu dusunememis hic . Cunku oyle kurmus ki kafasinda gunesi , aslinda orda basinin hemen ustunde oldugunu anlayamamis. Her gun gozunun icne baktigini bilememis.

Neden sonra bir gun yine o yoldan gecen bir yolcu gunesi isaret ederek “su gunes e bak yahu yine yakti kavurdu bizi” demis. O anda anlamis o tepede paril paril duran seyin gunes oldugunu ve o gunden itibaren hep yuzunu ona cevirmis gun boyunca.

O gun bu gundur , gunebakan demisler aycicegine. Ayciceginin gunese askiymis aslinda onun hep gunese yuzunu cevirmesinin sirri.

Hikaye burda biter sanmis herkes ama o ask birgun gelmis o gunebakanin butun ozunu kurutmus, suyunu buharlastirmis ve oldurmus gunebakani. O olup giden gunebakanin anisina o gun bugun butun gunebakanlar gunese asik olmus imkansiz oldugunu bile bile ve hicbiri kavusamamis asik olduguna.

-Bitti-

3 Haziran 2008 Salı

Can Yucel

En yakası açılmadık küfürlerden en acılı ağıtlara; en afili sokak ağızlarından en yoğun sevda ve sevgi şiirlerine; cin gibi zeka pırıltılarından en yalın, en sade söyleyişlere kadar her şeye yer verir siirinde. Can yucel bahsettigim unlu sair bir cok kimse taniyacaktir bu tanimla onu zaten. Zamanin meshur milli egitim bakani Hasan Ali Yucel'in ogludur. Klasik floloji okumus ve aykiri dizeleri gibi aykiri bir hayat yasamistir. Datca'da yasamis ve orda hayata gozlerini yummustur. Bir kac siirinden ornekler yazmak istedim.. sanki beni anlatir gibi olanlarindan ozellikle...


Buluşmak Üzere
Diyelim yağmura tutuldun bir gün
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
öbür yanda güneş kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yağmuru
Pırıl pırıl düşüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
Dar attın kendini karşı evin sundurmasına
İşte o evin kapısında bulacaksın beni

.............

Değişik
başka türlü bir şey benim istediğim:
ne ağaca benzer, ne de buluta.
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
...

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

ve devam eder .......