22 Aralık 2011 Perşembe

sözde Ermeni soykırımına Fransız soysuzlugu

Fransa sözde ermeni soykırımını reddedenlerin cezalandırılmasına ilişkin yasayı  bugun kabul eder mi etmez mi bilemem ama bu düşünce özgürlüğüne demokratik oldugunu soyleyen bir ulkeden vurulan darbedir. 


Cezayir'de Nijerya'da Senegal'de ve daha bir çok batı ve kuzey afrika ulkesinde binleri onbinleri katleden fransızların bir avuc fanatik ermeninin gönlünü yapma calısması da degildir bu yasa. Bu aslında Turk insanını beraberce bariş icinde yasadıkları azınlıklarına dusman etme cabasıdır. 


koyun gibi bir halka unutmaya alısmıs halka vız gelir bunlar .. birgun biz bile cıkarırız bu yasayı. 


ermeni diasporasının işi olduğu açıkca ortada ama biz uyuyan güzel millet hala "hepimiz hrant dink iz, hepimiz ermeniyiz diyouz" siz ermeni olmaya devam edin. ben turk oglu turkum.. 

13 Aralık 2011 Salı

Doktor olmak...

Zor zanaatir doktor olmak...
6 sene okursun bitmez. Akranın üniversite mezunları askerden gelir evlenir sen ancak mezun olursun. Ardından 2-3 sene ihtisas kazanmak için ders çalışmaya devam edersin. Akranlarının cocukları büyümüş cıvıl cıvıl dillenmişlerdir sen ancak nişan düğün telaşına girersin. İhtisası kazanırsın 3-5 sene ayda 15 nöbet tutar bir yandan teorik bir yandan pratik hala ders çalışırsın.. Akranların iş değiştirir terfi eder sen hala bir hocanın ağız kokusuna mahkumsundur.. Devletten maaş alırsın ama harcayacak zamanın yoktur. bayram bilmezsin tatil bilmezsin.. 


Zor zanaattir hekim olmak... 
İhtisası bitirirsin devlet zorunlu hizmet der. gidersin bir köşesine Anadolunun. mahrumiyet de çekersin medeniyete özlem de.. Hastaneye gidersin onlarca hasta birikir kapında. Çişe gidecek zamanın olmaz bazen hastalara bakmaktan. Bir yandan torpilliler diğer yandan rörezantlar ve de hastane yöneticilerinin garip istekleri, hepsiyle uğraşırsın. Nöbetler bitmez, acil müdehaleler için çağırılabilirsin bir gece yarısı.. 


Zor zanaattir tabip olmak...
Elinin altındaki meta değil candır.. ihmal edemezsin. yanlış yapma hakkın yoktur. hata kaldırmaz mesleğin.. ama Hak vaki olur bazen herkesi kurtaramazsın. O durumda sevenlerine bunu söylemenin zorluğuda sendedir. Hele ki elinin altında can veren daha küçücük bir çocuksa.. Duygularına yenik düşemezsin. Zaafiyet gösteremezsin. yıkılamazsın, düşüp bayılamazsın, ağlayamazsın. Üstüne bir de hasta yakınlarının saldırısına uğrarsın bazen. Hakaretler uçar etrafında... 


İşte tüm bu yüzden kutsaldır doktor olmak. Saygıya şayandır. Allah kolaylık versin dualarına layıktır. 


Lakiiiiiiiiiiiiiiiiiiiin..... 


- Hislerinizi gizlemek zorunda oluşunuz sizi neden kalpsiz bir insan yapar?  
- Neden insanların duygularını acılarını dertlerini hep küçük görürsünüz? 
- 3 bin lira maaş alırken bazılarınız 13- 15 bin lira döner sermayeden gelir elde ederken, neden hastalardan hala bıçak parası adı altında "haraç" alırsınız? 
- İlaçla tedavi edebileceğiniz hastayı neden hemen ameliyat masasına yatırırsınız? 
- Döner sermayeden payınıza düşeni her gün neden sorarsınız sekreteryadaki çalışanlara? insan sağlığının üzerine skor mu tutmaktasınız? 
- Neden hastanıza hastalığı ile anlayabileceği dilde bilgi vermek sizi sıkar bunaltır yorar? 
- Neden vatandaşı azarlar doktorlar? 
- Neden diğer her mesleği küçük görür?


Bir öğretmenin yaptığı iş daha mı önemsizdir? yada polisin mühendisin işçinin? 


El insaf diyorum doktorlara... Vicdan diliyorum kolayklıktan ziyada.. 


Not: Mesleğinin hakkını vererek yapan doktorlara saygımız devam ediyor tıpkı diğer mesleklerde işinin hakkını verenlere olduğu gibi... 



Bohoz diye bir film...

Bohoz diye bir film cıktı piyasaya.. Konusu bir kürt cocuğunun dağa çıkıp terörist örgüte katılışının hikayesini anlatıyormuş. İzlemedim açıkcası. Ama filmin yönetmeninden filmin hikayesini anlatan bir röportaj dinledim. 


Yönetmenin aktardığına göre konu şöyle.. Bir kürt genci üniversiteyi kazanıyor ve batıya büyükşehire geliyor. ancak orada onu dışlayan Türklerle karşılaşıyor. okulda dalga geçiliyor onunla sonra otobüste kürtçe konuşan iki kişinin otobüsten atılmasını görüyor falan falan ve bu sorunu düşünüp buna karşı bir çözüm olarak dağa çıkmayı buluyor... 


Filmi izlemediğim için konun işlenmesindeki görsel öğeleri eleştirecek değilim amabir sürü soru geliyor aklıma.... 


- Neden hep aciz ve ezilmiş gösteriliyor kürtler? 
- Neden büyükşehirlerimizde milyonları bulan kürt nufus var bu şekilde muamele görüyorlarsa? 
- Neden hepsi dağa çıkmıyor? 
- Neden üniversiteden mezun olmuş, hatta özel yada resmi kurumlarda oldukça iyi mevkilere gelmiş kürtler var? eğer durum böyleyse? 
- Kürt olduğu iiçin bir vatandaşımızın kariyer yapmasına herhangi bir alanda bir engel var mı gerçekten? 
- Eğer böyle bir engel varsa nasıl oluyor da en yüksek mevki olan Cumhurbaşkanlığı 2 kez kürt vatandaşlarımızdan olmuş?
- Bu film diyelim ki iyi niyetle dağa çıkış nedenlerini anlatıyor, peki diğer yandan da birçok ergenlik çağında kemale ermemiş kürt çocuklarımıza örnek bir davranış gibi gelmeyecek mi? 
- Bu filmi gören ve provakatörler tarafından devamlı zemini hazırlanan terör olgusuna bir adım daha yaklaşmayacak mı bu cocuklar?
- Polise askere taş atan çocuklar zaten dağa çıkmaya hazırlanırken bu film de onların Robin Hood'unu yaratmayacak mı? filmdeki genci rol model alıp ona özenmeyecekler mi? 
- Bütünlüğümüzü pekiştirmek gerekirken, geçmişteki yanlışları türklerin yüzüne vurup Kürtlerin yaralarını deşmek için kullanmaktan başka nedir ki bu şimdi?
- Ayrımcılığı körüklemez mi bu film insanların milli duygularını kullanmaz mı?
- Bir türk yönetmen Yunus diye bir film çekse mesela sırf terör örgütüne destek olmadı diye ilçe halkı tarafından evinin taşlanmasını dükkanına molotof kokteyli atılmasını anlatsa medya o yönetmeni tefe koymaz mı? 
- E Türklerde Nefes filmini çekmedi mi diyenler acaba orada işlenen "karşı taraf"ın Kürtler değil terör örgütü olduğunu hiç akıllarına getirmez mi?
- Ortada bir Kürt sorunu degil Terör örgütü sorunu olduğunu kabul etmek çok mu zor? 
- Medya bir şekilde devamlı bu konuyu kaşırken tarafsız mı? 
- Hep Türkler mi kötü? 


Sordum sadece ...